MUTLULUĞUNU TARİF ETMEM ZOR..!
Kişi olarak kendisini tanımasam da hep duymuştum ve topladığım bilgilerle kimsesizlerin toplandığı Okmeydanı Darulaceze de yattığını öğrenmiştim. İşimin ve yapımın gereği, yakınlık derecesine bakmaksızın aynı toprağın çocukları olarak kimsesizler yurduna yerleştirilen Memet Tağı Erik’i bulmam ve kimsesi olmam gerektiğini düşündüm. Ve ilk ziyaretimi yalnız yaptım. Her ne kadar beni tanıyamasa da ismimi duymuştu ve kendimi tanıttıktan sonra ziyadesiyle mutlu olduğunu hem söyledi hemde gözlerindeki yaşlı bakışlardan gözlemledim.
BEN VE BİZ ERİK’E KİMSE OLDUK
Zor günlerinde ben, abim ve yönetiminde bulunduğumuz Iğdırlılar Derneği olarak birkaç kez kendisini ziyaret ettik.. Bir sonraki ziyaretimiz ise Emirali abi ve yine bizlerinde yönetiminde olduğumuz Iğdırlılar Derneği yönetiminden de bazı isimlerle beraber daha kalabalık bir heyetle gerçekleştirdik. Rahmetli, Emirali abimi gördüğünde yataktan kalkmaya ve ona sarılmaya çalıştı ve mutluluk gözyaşları dökmüştü. Bizde bu mutluluğu yaşasın diyerek birkaç kez daha gittik ve uzun uzun sohbet ettik.. Eskilerden anlattı, köyden anlattı ve ziyaretimizden duyduğu mutluluğu dili döndüğünce defalarca vurguladı...
Ve günü geldi, aramızdan ayrıldı.
Ben, insani açıdan, köylüm oluşundan, hatta uzaktan da olsa akrabamız veya komşumuz oluşundan dolayı kimsesizlerin kaldığı yerde, kendisinin kimsesi olarak ziyaret ettiğimden dolayı çok mutlu olmuştum. ( sitem ettiği bazı akrabalarıda oldu tabi) Eminim benimle beraber ziyarette bulunan diğer dostlarda mutlu olmuşlardır.
Bugünde kendisi rahmete gitti, bende vicdanen çok rahatım. “Ölüm hak ve kaçınılmaz, baki kalan bir Hoşsedadır”
Mekanı cennet, toprağı bol olsun....
Celal KARAALİ
BİR DÖNEME DAMGA VURMUŞTU..!
Bir zamanların " Kürt Memet ( doğulu olduğundan Kürt deniyordu) lakaplı, Memet Tağı Erik, kendi döneminde ve bulunduğu şartlara göre mertliği ile ün yapmış, yaşadığı bazı olaylar nedeniye de acılar çekmiş, itilmiş, hatta kimsesiz kalmıştı. Kimsesizlik kötüdür ve Memet Tağı Erik’te bu yanlızlığı ve kimsesizliği dibine kadar yaşamış, hatta kimsesizlerin barındığı Okmeydanı Darulaceze’ye yerleştirilmişti.