YARGI BOŞ YERE MEŞGUL EDİLİYOR
Uğur ve Nurten Tatlıcı’nın Mehmet Tatlıcı aleyhine asılsız delil ve emareler ile devamlı suç duyurusunda bulunarak, yurt dışında devam eden dava dosyalarını etkilemeye çalıştığı öne sürülürken, adliye koridorlarında ise iki ismin “yargıyı meşgul etmeye ve etkilemeye yönelik” bu hamleleri çokça konuşulmaya başlandı. İddialarla ilgili mahkemelere ifade veren iş insanı Mehmet Tatlıcı; “Karşı taraf, aramızdaki miras ihtilafı yüzünden sürekli böyle dayanaksız suçlamalar isnat ederek, kamuoyu nezdinde beni itibarsızlaştırmak istiyor. Amaçları mirastan pay almamı engellemektir. Yargı boş yere meşgul ediliyor.” dedi
TEHDİT İDDİALARININ İÇİ BOŞ ÇIKTI
Hakkında birden fazla yakalama kararı olmasına rağmen yıllardır kayıp olan Uğur Tatlıcı’nın, üvey kardeşi Mehmet Tatlıcı ile devam eden miras davası yeni tartışmalarla gündemdeki yerini koruyor. Mehmet Salih Tatlıcı’nın uzun süre yasak aşk yaşadığı ikinci eşi Nurten Tatlıcı ve yasak aşk yıllarında dünyaya gelen oğlu Uğur Tatlıcı miras nedeniyle davalık oldukları Mehmet Salih Tatlıcı’nın ilk eşinden oğlu iş insanı Mehmet Tatlıcı aleyhine tehdit iddiasıyla açtıkları dava yargıdan döndü.
DAYANAKSIZ DELİLLE ASILSIZ İHBAR ÜRETİYORLAR
Anne-Oğul’un mahkemeye başvurmasıyla gündeme gelen tehdit iddialarına yönelik görülen davalarda mahkemelerin açıkladığı gerekçeli kararlar ise ders niteliğindeydi. Uğur ve Nurten Tatlıcı tarafından suç delili olarak mahkemeye sunduğu deliller, mahkemeler tarafından “Dayanaktan yoksun, maddi karşılığı olmayan” biçiminde değerlendirilirdi.
İLK RET 8. SULH CEZA HÂKİMLİĞİNDEN
Uğur ve Nurten Tatlıcı, merhum iş insanı Mehmet Salih Tatlıcı’nın mezarında “Daha çok ağlayacak, bu miras kimseye yar olmayacak” yazılı bir not ve not üzerine saplanmış bir bıçak buldukları iddiasıyla savcılığa başvurdular. Anne oğul, notun ve bıçağın Mehmet Tatlıcı tarafından mezara konulduğunu ve kendilerine yönelik bir tehdit olduğu iddia ettikleri şikâyet neticesinde yürütülen soruşturma sonrasında savcılık şikâyetle ilgili takipsizlik kararı verdi. Bu kararın ardından Uğur ve Nurten Tatlıcı üst mahkemeye de itirazda bulundu, ancak bu itiraz da İstanbul 8. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından reddedildi.
İKİNCİ RET 4. SULH CEZA HÂKİMLİĞİNDEN
Uğur ve Nurten Tatlıcı’nın bir diğer iddiası ise Yeniköy’de bulunan evlerinin önüne bırakılan bir diğer not ile ilgiliydi. Uğur ve Nurten Tatlıcı, söz konusu not ile beraber yine iş insanı Mehmet Tatlıcı’nın kendilerini tehdit ettiğini öne sürerek yine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Ancak bu suç duyurusu da takipsizlikle sonuçlandı. Karara itiraz eden Nurten Tatlıcı'nın itirazları İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından da reddedildi.
SERİK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN DERS NİTELİĞİNDE KARAR
Uğur ve Nurten Tatlıcı’nın bu asılsız iddiaları dayanak yaparak aldırdıkları koruyucu/önleyici tedbir kararları da, Mehmet Tatlıcı’nın yaptığı itirazlar neticesinde mahkemeler tarafından kaldırıldı. Antalya Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi hâkimliğinin, alınan tedbirlere yapılan itiraz neticesinde açıkladığı gerekçeli kararında ders niteliğinde ifadeler yer aldı. Mahkeme itiraz neticesinde, 6284 sayılı Kanun uyarınca koruyucu ve önleyici tedbir kararı verilmesinin hukuka ve dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil edeceği kanaatine vararak, verilen koruyucu /önleyici tedbirlerin kaldırılmasına karar verdi.
HUKUKİ İHTİLAFLARA DELİL ÜRETME ÇABASI
Gerekçeli kararda daha önce alınan koruma kararının “6284 sayılı Kanunun amacına ve ruhuna aykırı şekilde” olduğunu belirten mahkeme gerekçeli kararda “Alınan koruma kararlarının yabancı mahkemelerdeki yükümlülüklerine mazeret teşkil etmek maksadıyla kullanıldığı” ifadesine yer verdi. Gerekçeli kararda ayrıca tehdit iddialarının “Sırf talep edenin sübjektif duygu ve düşünce dünyasına atfen ve/veya devam eden hukuki ihtilaflara delil yaratmak ve/veya yabancı mahkemelerdeki yükümlülüklerine mazeret teşkil maksadıyla yapmış olduğu başvuru” olarak değerlendirildiği görüldü.
MEHMET TATLICI İDDİALARI KESİN BİR DİLLE REDDETTİ
Söz konusu asılsız ihbarlar ve suç duyuruları ile ilgili mahkemeye ifade veren Mehmet Tatlıcı, Uğur ve Nurten Tatlıcı’yı asla tehdit etmediğini vurgulayarak, “Gerekirse benim cep telefonlarım dinlenilsin. Söz konusu mezarlığa gizli kamera yerleştirilsin. Bu mektubu bırakanlar ortaya çıksın” dedi. Uğur ve Nurten Tatlıcı’nın asılsız ihbarlarla kendisinin gerek kamuoyunda gerekse yargı mensupları nezdinde itibarsızlaştırmaya çalıştığını ifade eden Mehmet Tatlıcı, “Bu ihbarlar ile amaç mirastan pay almamı engellemektir. Benim hakkımda savcılıklardan kaçtığımı söylüyorlar ancak ben hiçbir şekilde kaçmıyorum ve tüm duruşmalara katılıyorum. Mirasla ilgili hakkım olanı da avukatlarım aracılığıyla devletin mahkemelerinde arayacağım" dedi.
MİRAS KAVGASINDA NE OLMUŞTU?
Bilindiği gibi Mehmet Salih Tatlıcı Bedriye Tatlıcı ile evli olduğu dönemde kendisinden 19 yaş küçük olan ve yanında kasiyer olarak çalışan Marika ile yasak aşk yaşamış ve ikilinin evlilik dışı ilişkileri döneminde oğulları Uğur Atina’da dünyaya gelmişti. Daha sonra eşi Bedriye Tatlıcı’dan boşanan Mehmet Salih Tatlıcı, Nurten adını alan Marika ile evlendi. Evlendiklerinde Uğur 15 yaşına gelmişti. Çift evlilikleri süresince başka çocuk yapmadılar. Mehmet Salih Tatlıcı vefat ettiğinde ardında yüklü bir servet bıraktı. Güncel değerinin 3 Milyar Doları aştığı belirtilen miras Tatlıcı’nın çocuklarını yıllardır süren bir davanın tarafı haline getirdi. Miras davasının sadece Türkiye’de değil ABD başta olmak üzere birçok ülkede sürdüğü de biliniyor.
DÜNYANIN SAYILI MİRAS DAVALARI ARASINDA
Diyarbakırlı iş insanı Mehmet Salih Tatlıcı’nın vefatı sonrasında ortaya çıkan vasiyete göre mirasın büyük bölümü 25 yıl yasak aşk yaşadığı ikinci eşe ve yasak ilişki döneminde Atina’da dünyaya gelen Uğur Tatlıcı’ya bırakılmıştı. Vasiyete itiraz eden Mehmet Salih Tatlıcı’nın ilk eşi Bedriye Tatlıcı’dan olan çocuklarının yıllardır verdikleri hak mücadelesi ülke gündeminde sıcaklığını halen koruyor. Sadece Türkiye’nin değil dünyanın da sayılı miras davaları arasında yer alan Tatlıcı davası yıllardır sonuca kavuşmuyor. Miras davasında tarafların verdiği hukuk mücadelesi de hukuk tarihine geçiyor.