Aslantürk Akyıldız konuşmasında şunları söyledi:”Iğdır Tarihi süreç içerisinde hep bir cazibe merkezi olmuştur. Bölgenin bilinen en eski siyasi teşekkülü M.Ö. 2000 li yıllara tarihlenen Hurriler olarak görülmektedir. Arkasından, Subartular, Elamlılar, Naili Urartular, Urartular, Sasanileri, Müslüman Arapları, Romalıları, Bizans, Selçuklu, İlhanlılar, Akkoyunlu, Karakoyunlu, Osmanlı, Safaviler , Timurlar, Rusların bu sahaları ele geçirdiğini görmekteyiz.
Nahcivan Iğdır- koridoru, Türklerin Anadolu’ya girdikleri en önemli boğazlardandır.. O yüzden bu bölge, yüzlerce yıldır doğudan gelen Türklerin uğrak yeri olma özelliğini taşımaktadır.
Selçukluları kuran Türk boyu olan Kınıkların Iğdır yöresinde bir süre konakladıklarını görmekteyiz. Sultan Alpaslan oğlu Melikşah ve veziri Nizamü’ül Mülk’ü Iğdır yöresini görevlendirdiği ve bunlarında kısa zamanda Sürmeli bölgesi ile Kara kaleyi ele geçirdiği, bölgede hâkimiyet kurdukları kaynaklardan anlaşılmaktadır.
Cengiz Han’ın 1220 ‘lü yıllarda başlattığı yeni göç dalgasından Iğdır’da nasibini almıştır. Binlerce Türkmen bölgeye akarken, arkalarından gelen Cengiz orduları yörede İlhanlı hakimiyetini kurmuştur.
Osmanlı Devletini kuran Kayılar da yaklaşık 8000 bin çadırla Sürmeli ovasında bir süre konakladıkları anlaşılıyor. Osman Gazinin burada dünyaya geldiği bazı kayıtlarda zikredilmektedir. Daha sonra bunlarda batıya doğru göç etmişlerdir.
Koçbaşlı mezar taşlarını, Karakoyunlular yapmıştır. 1400 lü yıllarda bölgede Akkoyunluları görmekteyiz. Bölgenin öneminden dolayı, sık sık el değiştiriyor bu saha..
1723 yılında bölgeyi ele geçiren Osmanlıların yaptıkları nüfus sayımında, nüfusun % 70 ‘i Müslüman, geriye kalan %30 ‘u Hristiyan olduğu, Tahrir Defterlerinden anlaşılmaktadır.
Bölge 1734 yılında İran’ da hükümdar olan Nadir Şah’ın eline geçiyor. Nadir Şahın öldürülmesi sonucunda, ortaya birçok Hanlık çıkmıştır. Azerbaycan Hanlıkları olarak bilinen bu dönemde, Iğdır ve yöresi İrevan Hanlığı toprakları olarak kalmıştır.
1828 yılında İran’da hakimiyeti elinde tutan Kaçarların Rus Çarlığına yenilmesi sonucu imzalanan Türkmen Çay Anlaşması ile Iğdır bölgesi ile birlikte Aras Nehrinin Kuzey bölgesi Rusların hakimiyeti altına girmiştir.
Bundan sonra Iğdır, Nahcivan da dâhil edilerek Erivan Guberniyası kurulmuştur. Bundan sonra Ruslar tarafından kurulması kararlaştırılan Ermenistan Devletinin kurulması için İran, Anadolu, Kafkaslar ve Azerbaycan’ın çeşitli yerlerinden binlerce Ermeni aile bölgeye kaydırılarak Demografik yapı değiştirilmek istenmiştir.
Iğdır, Kulp, Derekent, Perçinis ve Aralık bölgesi bir yönetim birimi olarak tasnif edilmişlerdir.
1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı bölgenin tarihinde yeni bir sayfa açmıştır. Osmanlı Devleti ile Rusların ayrı ittifaklarda olması büyük faciaları tetiklemiştir. Özellikle Rus Çarlığının 1917 Bolşevik devrimi ile yıkılması ve daha sonra Osmanlı Devletinin Cihan Harbinde mağlup olması, uzun süredir silahlanan ve Büyük Ermenistan idealiyle hareket eden Ermeni Çetelerinin bölgede vahşet görüntüsü veren katliamlarının başlamasını sağlamıştır.
Bunu üzerine Osmanlı 9. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşanın da katkıları ile Evliya-i Selase bölgesinde, Milis teşkilatları kurulmuştur. Bu politikayı daha sonra komutan olarak atanan Vehip Paşa da devam ettirmiştir.
Bütün bunlar olurken, Bakü’den dönen Eliekber Bey, oradaki Milliyetçili hareketleri ile bağımsızlık düşüncelerinden bahsediyor. Bu düşüncelerin tesiri ile, merkezi otoritenin zayıflaması fırsat bilinerek, “ Iğdır İcra Komitesi “ kuruluyor. Müslümanların ve Hristiyanların oluşturduğu bu komite, Ermenilerin baskıları na daha fala dayanamayarak yıkılmıştır.
Bundan bölgede irili ufaklı birçok milis teşkilatlar kurulmuş, ve kendilerini savunmak istemişlerdir.
Bu Milis teşkilatlarından en önemlileri Pernevütte Şamil Ayrım gurubu, Aralıkta Meşhedi Bilal teşkilatı, Meleklideki Eliakber Tufanın teşkilatı, Ağrı Dağı eteklerindeki Kerem Güneş gurubu ve Ahmed-i Şemo kuvvetleri önemli dirençler göstermişlerdir. Hatta bunlar ile Nahcivan’da ki Milli Şura kuvvetleri bir araya gelerek Aras Türk Muvakkatti Hükümeti kurdularsa da, Nahcivan, Iğdır, Sürmeli Kulp Pernövüt bölgesine bağlı 60 delege katılmıştır. Ağır silahlara sahip Ermeni kuvvetlerinin önünde duramamış ve dağılmışlardır.
Bu feci durumdan faydalanan Ermeniler bölgede başlattıkları vandallıkm ölçüsüne varan katliamlarını dahada artırmışlardır. Iğdır bölgesinde Ermeniler tarafından katledilen Türklerin gömülü olduğu 10 dan fazla toplu mezar bulunmaktadır. Bunlardan Oba Köyü, Hakmehmet Köyü ve Gedikli Köyü toplu mezarları açılarak , delilleri ile birlikte kamuoyuna gösterilmiştir.
Bölgedeki vahşetin çok artması üzerine TBBM nin emri ile Doğu Ordular Komutanı olarak görevlendirilen Kazım Karabekir Paşa komutasındaki ordu, harakete geçerek bölgeyi kurtarmış ve 3 Aralık Gümrü Anlaşması imzalanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti döneminde Beyazıt sancağı ve sonra İline bağlı olmuşsa da 1937 deki Ağrı İsyanı sonrasında yeniden yapılan idari taksimatla Kulp ( Tuzluca ) ile birlikte Karsa bağlanmıştır. 1992 yılında Vilayet statüsünü kazanmıştır.
SEYYEHLAR
Iğdır ile alakalı ilk yazılı kaynak, Saadettin Hüseyni nin “Ahbar üd-Devlet is- Selçukkiye” ( Selçukluların Iğdır Kalesi ve Sürmeli (Karakale ) nin fethedilmesini anlatmaktadır.
Ruy Gozalez de Clavijo, İspanya Kralı tarafından Timur’a elçi olarak gönderilmiştir. 1404 tarihinde Iğdır Kalesi ve Sürmeli kalesi hakkında bilgi vermektedir.
1300 lü yıllarda Marco Polo bölgeden geçiyor. Ağrı Dağı ile alakalı bilgi vermektedir.
Evliya Çelebide de İrevandan Iğdır’a bakmaktadır.
1701 yılında Fransız Botanikçi Ternefort hatıralarında, Ağrı Dağında Karın bulunduğu bölgeye kadar çaktıklarını belirterek, burada kurdukları çadırın etrafında Kaplanların dolaştığını kaydeder.
1829 yılında bölgeden geçen PARROL , özellikle Ahura hakkında bilgi vermektedir. Heyelan öncesi barlığını bildiğimiz Yakop Manastırının karakalem resmini yapmıştır.
1941 de İ. Hakkı Köknel, Yaycı, Gökçeli ve Melekli Höyükleri hakkında bilgi vermektedir. Ayrıca Sürmeli ( Karakale hakkında da bilgiler vermektedir.
1824 yılında olduğunu bildiğimiz büyük depremden sonra Iğdır’ın esas yerleşim yeri olarak bilinen Ağrı Dağındaki Korugan ve Kara Kale bölgesinde yaşayan insanlar, oraları bırakarak , ovaya inmişlerdir. Erhacı, Iğdır Mava, Sultan Abad ve Baharlu bölgelerine yerleşmişlerdir..
Iğdır Kaymakamı Sadık Artukmaç..
1946 yılında Rusların Sınırı geçerek saldırıya başladığı ihbarı büyük paniğe yol açmıştır.